Teoman Müzik
4 Haziran 2013 Salı
Teoman'dan Babasına Mektup
Bir çocuk iki yaşındayken babası ölmüşse,
onunla ilgili anıları varlığıyla değil, yokluğuyla ilgili oluyor. Yine
de iki tane anı parçacığı kalmış bende. Birinde ben gece yarısı
uyanmışım, sen koşup kucağına alıyorsun
beni; diğerindeyse salonda hazırlanmış bir yatakta bitkin yatıyor ve
sürekli öksürüyorsun. İkişer saniyelik iki hatıra. Anı niyetine kalan
bir kaç kitap var yine de. Ve bir de almaya başladığın Meydan Larousse
fasikülleri. Büyüyünce çok işime yarayacağını söylemişsin anneme. Senden
sonra biz biriktirdik, 12 cilt oldular. Evde bıraktığın hüzün, senin
nasıl biri olduğunu sormaktan alakoyduğu için beni ben de onları okudum
ilkokula başlar başlamaz. Bergmanın Yedinci Mühürü, Goethenin Faust u,
senin yüzünden yedi yaşımda girdiler hayatıma. Babamın resimlerine
baktım hep. Şimdi benim boylarımda -aynı boydaymışız zaten- esmer,
zayıf, güleç, zarif bir adam. Evde senden bahsedildiği ve ağlanıldığı
zamanlarda, içeriye kaçtıysam da bir kulağım orada oldu hep. Mavi
gömlekleri sevdiğini, günde iki kere traş olduğunu, inatçılığını,
zekiliğini, nasıl tüm ailenin gözbebeği olduğunu öğrendim yan odadan.
Ölümüne yakın bana ayakkabı almak için mağazaya girdiğinde, yürüyecek
gücün olmadığından, nasıl bir koltuğa çöküp, tezgahtarlardan tüm çocuk
ayakkabılarını ona getirmelerini rica edişini… Babam adımı koyarken de
zorlanmış. Türk Dil Kurumuna gidip, günlerce isim aramışsın bana. ‘FAZLI
TEOMAN’ . Hatta adım önce Alper’miş, nüfus cüzdanımı çıkarttıktan sonra
Teoman ismini çok beğenip, değiştirmişsin ismimi. Büyüyünce öğrendim
bazı detayları da. Azıcık kalan paranızla halam yemek almaya çalışırken,
nolur sigara alalım deyişini, yatılı okuldan çıktığın cumartesi günleri
gezmek yerine, yeğenini alıp Cerrahpaşa’da yatan Yahya Kemal Beyatlı’yı
ziyaret edişini, Aşık Veysel ile tanışmak için Giresun’dan sivasa
gidişini, sonradan öğrendim. Aynı sana çekmişim, böylece anladım. Ama
çok kızdım sana ve tanrıya küçükken. ‘Niye ben?’ diye sordum ona. Sana
da kendine dikkat etmediğin için kızdım. Şimdi senden yaşlıyım. Öldüğün
yaşı çoktan geçtim. Sana ve ona kırgınlığım da çoktan geçti zaten. Annem
geçenlerde, sakladığı bir yerden benim büyüyüşümü kaydetmek için
aldığın 8 mm kamerayı verdi bana. Ölüyor olduğun için vaktin olmamış
kullanmaya. Bir şey daha söylemek isterim, seni tanıyan herkesin, geçen
onca yıla karşın adını söylerken sesleri titriyor ve gözlerinde hep bir
sevgi ve buğu var. Azıcık zamanda herkesin kalbine girmiş ve
çıkmamışsın. Ölerek beni çok üzdün ama, böyle bir adam olduğun için hep
gurur duydum seninle. Beni tanısan, sen de gurur duyardın, eminim.
Varlığınla ve yokluğunla beni var ettiğin için teşekkürler, nur içinde
yat…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Instagramda mektubu görünce aklıma gelen mektup şarkın oldu. Yeniden yorumladığını sandım. Mektubu çok derinlerinden yazmışsın abi. Duyguyu geçirdin bize. Ve haklısın baban yaşasaydı gerçekten seninle gurur duyardı. Babanın eksikliği seni sen yaptı gibi klişe lafları söylemeyeceğim. Çünkü biliyorum "babam olsaydı da erken büyümeseydim" diyeceğini. Insan sırtını yaslayabilcek bir duvar istiyor. Anılarını paylaşacak bir baba istiyor. Yapıcak bişey yok herkese aynı pay düşmüyor işte. Yine de babasız olarak kendini bu noktalara kadar getirmen benim için başarı hikayesi. Sen nasıl Cohen Waits gibilerden etkilendin, bende senden etkilendim abi. Ama etkilenmem hayranlık duyduğumdan değil sana benzediğimden. Sen zorlu yollardan geçmeyi başardın. Bu başarın beni de cesaretlendiriyor. Umarım ben de başarırım. Hoş yolun sonunda mutluluğu tadacak mıyım? Orası da şüpheli. Bunu düşünmekte ayrı can sıkıyor. Senli benli yazdım seni ağabey olarak gördüğüm için. Doğrusu saygısızlık olarak göreceğini sanmıyorum. Umarim bir gün istanbulda karşılaşmamız olur da muhabet edebilirim seninle. Hayatının mutlu ve sıkıcı geçmemesi dileğiyle
YanıtlaSil